Problem ve Enstrümanlarıyla Yorum Meselesi, Nasr Hamid Ebu Zeyd,

Sayı:20 / Kur`an ve Tarihsellik Tartışmaları: Kur`an`ı tarih - Kitap Kritikleri

Necmettin Yılmaz

Yorum Meselesi
Problem ve Enstrümanlarıyla Yorum Meselesi, Nasr Hamid Ebu Zeyd, Çev. Muhammed Coşkun, Numan Konaklı, Mana Yayınları, İstanbul, 2016, 359 sayfa.
 
Fikrin çilesini çekmiş ve onu savunmanın bedelini ödemiş olan yazarın kitabı, üç ana eksen üzerinde kurgulanmıştır. Teorik problemlerin ele alındığı birinci eksen, hermenötiğin genel bir tarihçesiyle başlamaktadır. Hermenötiği ister dini ister edebi olsun en genel anlamıyla bir metin yorumu sorunu olarak tanımlayan yazar, Batı kökenli bu felsefenin yaşadığımız fikri kaosu aydınlatmada fayda sağlayacağını düşünmektedir. (s.21) Bununla birlikte Kur’an’ın anlaşılmasında, tefsirinde yorumun nasıl olması gerektiğine de değinmektedir. Bir metnin anlaşılmasında yazar, metin ve yorumcu ilişkisinin boyutları nelerdir? Metnin anlaşılmasında yaşanılan çağın önemi var mıdır? Bir metni nesnel olarak anlamak mümkün müdür? Yazar birinci eksende ilk olarak bu tür soruların cevabını önde gelen hermenötikçilerin görüşlerini karşılaştırmalı inceleyerek vermeye çalışıyor. Bunun sonucunda hermenötiğin bizi nihayetinde nesnelliğe ulaştıracak olan imkânlarını ortaya koymuş oluyor.

Yorum Meselesi
Problem ve Enstrümanlarıyla Yorum Meselesi, Nasr Hamid Ebu Zeyd, Çev. Muhammed Coşkun, Numan Konaklı, Mana Yayınları, İstanbul, 2016, 359 sayfa.
 
Fikrin çilesini çekmiş ve onu savunmanın bedelini ödemiş olan yazarın kitabı, üç ana eksen üzerinde kurgulanmıştır. Teorik problemlerin ele alındığı birinci eksen, hermenötiğin genel bir tarihçesiyle başlamaktadır. Hermenötiği ister dini ister edebi olsun en genel anlamıyla bir metin yorumu sorunu olarak tanımlayan yazar, Batı kökenli bu felsefenin yaşadığımız fikri kaosu aydınlatmada fayda sağlayacağını düşünmektedir. (s.21) Bununla birlikte Kur’an’ın anlaşılmasında, tefsirinde yorumun nasıl olması gerektiğine de değinmektedir. Bir metnin anlaşılmasında yazar, metin ve yorumcu ilişkisinin boyutları nelerdir? Metnin anlaşılmasında yaşanılan çağın önemi var mıdır? Bir metni nesnel olarak anlamak mümkün müdür? Yazar birinci eksende ilk olarak bu tür soruların cevabını önde gelen hermenötikçilerin görüşlerini karşılaştırmalı inceleyerek vermeye çalışıyor. Bunun sonucunda hermenötiğin bizi nihayetinde nesnelliğe ulaştıracak olan imkânlarını ortaya koymuş oluyor.
Gösterge bilimi olarak tanımlanan semiyotik kavramına değinen yazar, göstergenin İslam geleneğinde delalet kavramıyla karşılanabileceğini belirtmiş ve istidlal metodunu derinlemesine ele almıştır. Karşılaştırmalı olarak hem Batı hem de İslam geleneğindeki düşünme araçlarını ele almaya devam ederken sorduğu bir soru dikkat çekicidir: “Batı’dan ne zaman bir ses duysak hemen geleneğimize koşup oradan ona mukabil bir şeyler aramaya, sanki bilincimizde bilginin yerleşmesinin yegâne yolu onun geleneğimizde gerçek ya da kurgusal bir dayanağının var olmasıymış gibi sürekli gelenekten referans bulma peşinde koşmaya sebep olan şu asalet arayışının bir yanılgısı mıdır?” (s.63) Bu sorudan hareketle yazar, Batı geleneğinin düşünce birikimini kendi geleneğimizi anlamada bir yardımcı olarak görmektedir. Ona göre İslam kültürünü Batı geleneğinin ürettiği fikri yöntemler aracılığıyla okumaya tabi tutmak yerine onları İslam kültürünü anlamak için yardımcı araçlar olarak görmek gerekir. Burada Batı kaynaklı yöntemler bizim anlayışımızı zenginleştirecek fırsatlar sunabilir. Bu başlık altında yazarın vardığı sonuç şudur: Müslüman düşünürler ‘dile bakışlarında kendi inançları ve din anlayışlarıyla uyumu açık bir semiyotik hareket noktasından’ yola çıkmışlardır. (s.112)
Gösterge bilim alanında yapılacak çalışmalar bir yandan kendi kültürel kimliğimizi keşfetmemize olanak sağlarken diğer yandan Batı geleneği ile olan ilişkimizi tashih etmemizi sağlayabilir. (s.152) Bu eksendeki ikinci makale gösterge bilimin geleneği anlamada sunduğu imkânlar üzerinedir. Yazar burada Batılı enstrümanları geleneği keşfetmede bir araç olarak görmektedir. Fakat bu, geleneği Batı felsefesinin araçlarına göre okumak anlamına gelmemelidir. Yazarın kastı, geleneği keşfetmede Batı felsefesinin sağladığı araçlardan yararlanmaktır.
Yazar, bu çerçeveden hareketle ikinci eksen olarak tanımladığı deneysel okumalar bölümünde, Cürcani ve Sibeveyh’in eserlerini hermenötik okumaya tabi tutmuştur. Bir nevi birinci bölümde iddia ettiği tarzın uygulamasını gerçekleştirmiştir. Batı geleneğinin bir aracı olarak ele aldığı hermenötik okuma biçiminin belağat ve nahiv alanlarında nasıl kullanılabileceğini örneklendirmiştir. Burada dikkat çeken nokta yazarın, yukarıda zikrettiğimiz yazarların eserlerini ele alırken Batı felsefesiyle bir ilişkilendirme yapmadan sadece yöntem olarak hermenötiği kullanmasıdır. Bu durum yazarın yukarıda bahsettiğimiz iddiasına sadık kaldığını gösterir. Yazar geleneğin somut varlığıyla değil, onun ‘bilgi dünyamız ve kültürel bilincimizdeki varlığıyla’ ilgilenmektedir. Bu nedenle “Gelenek ancak çağdaş bilinçte ve onunla birlikte varlık kazanabiliyorken biz onu nasıl çağdaş bilinçten bağımsız olmakla niteleyebiliriz?” sorusunu yöneltmektedir. (s.193) Bu açıdan yaptığı okuma sonucunda Cürcani’nin sözdizim anlayışının edebi metinlere ilişkin bir teori oluşturmakta yetersiz olduğu sonucuna varmıştır. Sibeveyh’in eseri üzerindeki inceleme ise nahiv üzerine yorumun yorumu olarak görülebilir.
Kitabın son ekseni, Adonis olarak bilinen Suriyeli yazar Ahmed Sait el-Eşber’in ‘Sabit ve Değişken’ isimli eserindeki gelenek anlayışının ortaya konulması ve eleştirisi ile İlyas Huri’nin Kayıp Hafıza adlı eserinin incelemesinden oluşmaktadır. Yazar, Adonis’in gelenek yaklaşımının yıkmak üzerine olduğunu belirtmiş ve eleştirisini bunun üzerine temellendirmiştir. Buna göre; “Adonis’in geçmişten kaçma ve onu yıkma yönündeki isteği temelde onun egemen kültürü yıkma isteğinden kaynaklanmaktadır.”(s.301) Yazar, Adonis’in geleneğe yaklaşımını sorunlu olarak görse de onun çalışmasını ‘gelenekle olan ilişkimizde yeni bir bilincin oluşturulması yönünde bir adım’ olarak görmüştür. Yazara göre İlyas Huri ise edebi eserler üzerinden Arap dünyasındaki krizi okumaya çalışmıştır.
Genel olarak kitabın bütününde Arap/İslam düşüncesindeki ve geleneğindeki yorum biçimlerini bazı örnekler üzerinden derinlemesine ele alan yazar yukarıda da değindiğimiz gibi Batı düşüncesinin araçlarının İslam geleneğini anlamada bize imkân sunabileceğini belirtmiş ve bunun örneklerini ortaya koymuştur. Bu şekilde bazı Arap yazarların düşünme biçimlerinin yazar tarafından dikkatli ve sıkı bir okumaya tabi tutulduğunu görmekteyiz.

breitling chronographe etanche 50m a68062 no 1111 price omega dark side of the moon copy uk replica watches steve mcqueen watch auction tag heuer carrera calibre 16 leather strap replica watches uk omega seamaster nato strap rado first copy watches in ahmedabad swiss replica watches hello rolex reviews rado tan boots fake watches
İLİMYURDU Yayıncılık ve Eğitim Hiz. Ltd. Şti.
Adres : Molla Gurani Mah. Akkoyunlu Sk.
            No: 36 Fındıkzade Fatih / İstanbul
Tel      : 0212 533 05 35
Mail    : info@yetkindusunce.com
Tüm Hakları İlim Yurdu Yayıncılık’a aittir. Kaynak belirtilmeden hiçbir içerik kopyalanamaz. | Tasarım & Yazılım: Dizayn Sanat