Özgürlükten Kaçış / Erich Fromm
Sayı:1 / Özgürlük ve Teslimiyet - Kitap Kritikleri
Hamit Temiz
Çeviri: Şemsa Yeğin / Payel Yayınevi
Günümüz çağdaş toplumların işleyişi ve gelişiminde önemli bir yer tutan özgürlük kavramı geleceğe de ayna tutması açısından dikkate değerdir. Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur.
Özgün Adı: Escape from Freedom, olan "Özgürlükten Kaçış" adlı yapıtında, tarih boyunca insanın giderek daha fazla özgürlük kazandığından ancak bunun karşılığını yalnızlaşarak ödediğinden söz eder. Ruhbilimci, toplumbilimci, düşünür ve yazar Dr. ErichFromm 1900’de, Frankfurt-am-Main’da doğdu. Heidelberg, Frankfurt ve Münih Üniversiteleri’nde ruhbilim ve toplumbilim okudu; l922’de Heidelberg Üniversitesinden doktorasını aldı. Münih’te ruh hekimliği ve ruhbilim konularında çalışmalarını sürdürdükten sonra Berlin Ruh çözümleme Enstitüsünde eğitim görerek burayı 1931’de bitirdi. Dr. Fromm 1933’te Chicago Ruh çözümleme Enstitüsü’nün çağrısı üzerine Birleşik Amerika’ya gitti. 1934’te Frankfurt Toplumsal Araştırma Enstitüsü’yle birlikte New York’a taşındı; 1938’e dek bu Enstitünün üyesi olarak kaldı. Sonra özel olarak çalışmaya başladı ve Columbia Üniversitesi’nde dersler verdi. 1946’da William Allonson White ruh hekimliği, Ruh çözümleme ve Ruhbilim Enstitüsü’nün ilk kurucularından biri oldu. Yale, New York Üniversitesi, Bonnington College ve Michigan Devlet Üniversitesi’nde de dersler verdi. 1949’da Ulusal Özerk Meksika Üniversitesi’nde kendisine önerilen profesörlüğü kabul etti; Üniversite’deki Tıp Okulu’nun Lisans Üstü Bölümüne bağlı Ruh çözümleme Bölümü’nü kurdu; 1965’te emekliye ayrıldıktan sonra burada kendisine onursal profesörlük önerildi. Dr. Fromm 1980 yılında uzun süredir yaşamakta olduğu İsviçre’de öldü.
Kitabın temel konusu ve zemini hakkında;
1) Çağdaş insan için özgürlüğün anlamı nedir? İnsan neden kendi özgürlüğünü diktatörlerin eline bırakmakta ve bir robot gibi yaşamaya razı olmaktadır?
2) Özgürlüğüne sahip çıkamayan insan, biyolojik olarak bir canlı olmasına karşın, ruhsal açıdan bir robot gibidir. Zihinsel ve coşkusal yetenekleri körelmiştir, canlı değildir artık. Yeni ve kalıcı hiçbir şey üretemez. Yaşama karşı tam bir açlık içinde olmasına karşın uzak durur ondan, kaçar. Çünkü davranışları ve kararları kendisine ait değildir. Onu dışındaki güçler yönlendirmektedir. Hoşnutluk ve iyimserlik maskesinin altında mutsuz ve endişeli bir insan gizlidir.
3) Çağdaş toplumlarda birey, kendi yazgısıyla baş başa bırakılmakta bu da kendisine korku ve güçsüzlükten başka bir şey getirmemektedir. Kendini içinde yaşadığı dünyadan ve toplumdan soyutlanmış duyan bireyler gittikçe çaresizleşerek yeni diktatörlüklere, totaliter yönetimlere verimli bir zemin oluşturmaktadırlar.
Günümüz çağdaş toplumların işleyişi ve gelişiminde önemli bir yer tutan özgürlük kavramı geleceğe de ayna tutması açısından dikkate değerdir. Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur. Bu açıdan özgürlük fenomeni Eric Froom’un yapıtında merkezi bir konumda yer almaktadır. Yazar açısından özgürlük olumlu etkileri yanında olumsuz bir etkide bulunmaktadır. Yazar, çağdaş toplumlarda özgürlüğün nasıl değişime uğradığını insanlar açısından anlamının nerelerde aranması gerektiği bakımından kitaba bir giriş yapmaktadır. Kitap, çağdaş insanın kişilik yapısı ve toplumbilimsel etkenlerle ruhbilimsel etkenler arasındaki karşılıklı etkileşim sorunlarını ele alan geniş kapsamlı bir çalışmadır. Özellikle yazar açısından toplumsal etkiler karşısında insanın durumu ve davranışlarında nasıl bir değişim söz konusu olması ve gelişen dünyada özgürlüğün önemli bir yer işgal etmesi açısından ele alınmıştır. Yazar gelişen çağda özgürlük, baskı, yönetim v.b birçok kavram ışığında, çağdaş anlamda insan için özgürlüğün anlamı nedir? Güç ve totaliter yönetimler açısından özgürlük nasıl değişime uğramıştır? Özgürlük sadece ruhbilimsel bir sorun mudur? gibi sorulara cevap niteliğinde açıklamalar yapmaktadır.
Teknik açıdan kitap iki önsöz ve 7 bölümden oluşmaktadır. Her bölüm kendi içerisinde yeni bir tartışma açarak konuyu daha da ilgi çekici hale getirmektedir. Yazar görüşler açsından özellikle ilk dönem sosyologları ve çağdaş dönem sosyolog ve psikologlarından görüşlere yer vererek karşılaştırmalı bir açıklamaya da fırsat sunmuştur. Özgürlükten Kaçış, insanın, pek çok tehlikeyle karşı karşıya olmasına karşın, kendisini güvenlikte ve korunmuş hissettiği Ortaçağ’ın çökmesinin, insanda yarattığı kaygı görüngüsünün bir çözümlemesidir. İnsanoğlu, yüzyıllar süren mücadeleden sonra, aklından hayalinden geçmeyen bir maddi servet oluşturmayı başardı. Dünyanın bazı yerlerinde demokratik toplumlar oluşturdu ve yakınlarda, kendisini yeni totaliter yönetimlere karşı savunmada zafere ulaştı. Bütün bunlara karşın, Özgürlükten Kaçış’daki çözümlemede açıklanmaya çalışıldığı üzere, çağdaş insan hâlâ kaygılı, özgürlüğünü çeşit çeşit diktatöre teslim etmeye doğru gidiyor ya da kendisini makinenin küçücük bir çarkına dönüştürmüş; karnı tok, sırtı pek ama özgür bir insan değil de bir robot haline gelerek bu özgürlüğü yitirmek yönünde ilerletiliyor.
Özgürlük? Gerçekten özgür müyüz? Yılların getirdiği gelişmişlik insanın doğaya hakim olmasını sağladı. Özgür olacağımızı, olduğumuzu düşündük fakat ekonominin küçük dişlileri robotları haline geldik. Fromm kitabında özgürlüğü ruh bilimsel açıdan; tarihsel, ekonomik, davranışsal öğeleri de katarak incelemekte ve Naziler için farklı bir başlık açmaktadır. İnsanların nasıl kendi özgürlüklerinden vazgeçip kendilerine göre yüce olan bir değere adandıklarından bahsetmektedir.
Çoğu kitapta gördüğümüz ‹Öz Türkçe› kelimeleri kullanma kaygısı bu kitabın çevirmeninde de görülmektedir. Görüngü, edim gibi kelimelerin kitabı okumamı zorlaştırdığını söyleyebilirim. Asıl olarak kitabı incelerken çağdaş insanın ruhsal bunalım ve yanılgılarının anlatıldığı her sayfada kendimizi görmemiz muhtemel bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır.
Çoğu kişi, bir dış güç kendilerini açık açık bir şey yapmaya zorlamadıkça, kendi kararlarının kendilerine ait olduğunu ve bir şey istediklerinde, isteyenin kendileri olduğuna inanırlar. Ama kendimize ilişkin büyük yanılgılardan biridir bu. Kararlarımızın çoğu aslında kendi kararlarımız değil, dışarıdan bize önerilmiş kararlardır aslında başkalarının beklentilerine uygun davrandığımız, soyutlanma korkusuyla, yaşamımıza, özgürlüğümüze ve rahatımıza doğrudan gelebilecek tehditlerin yarattığı korkuyla güdülmüş bulunmamıza karşın, kararı verenin kendimiz olduğu konusunda kendimizi ikna etmeyi başarmışızdır. Genellikle insanların çoğunun kendi istekleriyle evlendikleri varsayılır. Bir adamın/kadının bilinçli olarak bir kişiyle evlenmeyi istediğine inandığı, oysa aslında, kendisini evliliğe yol açan ve bütün kaçış yollarını tıkamış gibi görünen bir dizi olaylar içinde kıstırılmış bulduğu durumlar vardır.
Bir doygunluk ve iyimserlik maskesinin ardındaki çağdaş insan son derece mutsuzdur; hatta umarsızlığın eşiğine gelmiş bulunmaktadır. Çaresizlik içinde bireysellik kavramına tutunur; farklı olmak ister, tercihlerinde en büyük rolü bir şeyin farklı oluşu oynar.
Sonuç
Erich Fromm’un bu kitabında; modern insan, istediğini sandığı şeylerin aslında gerçekten istediği şeyler olmadığını fark etmeden, ondan istemesi beklenen şeyler olduğu yanılsaması içinde yaşıyor demesi rastlantı değildir. İstediğimizi düşündüğümüz şeyi elde edemememiz o kadar büyük bir sorun değildir. Esas sorun,elde etmek istediğimiz şeye ulaştığımızda, aslında onu istemediğimizi anlamamızdır. Gerçekten istemediğimiz şeyi elde edemememizin nedeni o şeyi gerçekten bilmiyor olmamızdır.
İşin özüne bakarsak günümüzde toplumlarındaki özgürlük anlayışı da bu duruma benzer kalıptadır. Reklamcılar ve medya insanlara ne istemeleri gerektiğini belirtmektedir. Bir sürü insan tutarsız bir şekilde bu durumların üstüne atılmaktadır. Bir anlamda çoğunluğu sorgulamak ya da değişik bir durum ortaya çıkarmak yerine sürü psikolojisine kapılmayı tercih etmektedir. Özgürlükten kaçış bu açıdan sınırları belirlemek ve durumları saptamak açısından önemli bir eserdir. Aynı zamanda günümüzde insanların yaşadığı özgürlük problemine karşıda bir kaynak durumundadır. Kitap genel olarak gelecek kuşakta ortaya çıkacak daha farklı konular ve kavramlara yaklaşım, görüş, karşılaştırma açısından rehber niteliğinde olma özelliği taşımaktadır.