Sayı : 28
dosya:
GÖÇ
Editörden
İnsanın yeryüzündeki varoluşunu belirleyen ve tarih boyunca farklı coğrafyalardaki serüvenine eşlik eden göçler, günümüzde etki potansiyelini artırmış görünüyor. “Daha iyi bir hayata tutunabilme” umuduyla gerçekleşen ve temelde mevcut kaynakların eşitsiz dağılımından beslenen göçler, kimi zaman deprem, tsunami, yanardağ patlaması ve iklim krizi gibi doğal itkilerle, kimi zaman da devletlerarası çatışma ve savaşlarla tetikleniyor.
Bugün başta ekonomi ve uluslararası politika olmak üzere, sosyo-kültürel hayatın hemen her düzeyinde yaşanan küreselleşmenin de etkisiyle, dünya adeta göçler çağını yaşıyor. Nitekim ulaşım ve iletişim alanlarındaki teknik ilerleme, küresel ölçekte sermaye, ürün ve fikir hareketliliği yanında kuşkusuz insan hareketliliğini de artırmış durumda. Endüstrileşmeyle birlikte, başlangıçta sanayi merkezlerine yönelen ve daha çok ülke içi hareketler şeklinde gelişim gösteren göçler, birçok etkenin sürece eklemlenmesiyle uluslararası bir form kazanarak toplumsal değişimin temel dinamiklerinden biri haline geliyor.
Birleşmiş Milletler’in yayınladığı 2024 raporlarına göre, dünyadaki uluslararası göçmen sayısı yaklaşık 300 milyona ulaşmışken, zorla yerinden edilen insan sayısı ise 120 milyonu aşmış durumda. Ulus devlet sınırlarının aşındığı bu zeminde, neredeyse her ülke ya göç alarak, ya göç vererek ya da her ikisini birlikte deneyimleyerek toplumsal gerçekliğini yeniden kuruyor; idari mekanizmalar bu yeni gerçekliğe göre politikalar belirleyerek sosyo-kültürel ilişkileri düzenleme yoluna gidiyor.
Uzun yıllar göç veren ve transit ülke pozisyonunda olan Türkiye ise artık aynı zamanda göç alan bir ülke olarak öne çıkıyor. Ortadoğu’da yaşanan ve “Arap Baharı” olarak anılan halk ayaklanmalarının 2011’de Suriye’ye sıçramasının ardından patlak veren iç savaş nedeniyle milyonlarca Suriyelinin ülkemize sığınmasıyla başlayan süreç, yıllardır süregelen hararetli tartışmaların da fitilini ateşledi. Bugün itibari ile, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu olumsuz şartlarla beraber popülist siyasi retoriğin ve medya manipülasyonlarının da marifetiyle Suriyeliler adeta “günah keçisi” ilan edilmiş durumda.
Yetkin Düşünce, toplumda giderek artan dışlama, etiketleme, ötekileştirme ve yabancı düşmanlığına rağmen, üstlendiği sorumluluğun bir gereği olarak, hamasi söylemlerden uzak ve çok yönlü bir bakışla, konuyu insanca, hakça ve serinkanlı bir yaklaşımla okuyucularımızın gündemine sunuyor.
Dergimizin bu sayısında, Mustafa Tekin, Yusuf Adıgüzel, Betül Ok Şehitoğlu, Rukiye Gülerce, İrem Tosun, Hakan Gülerce, Muhammet Özdemir, Rümeysa Betül Gündüz, Soner Tauscher, Kadir Canatan, M. Yaşar Soyalan, Hülya Şekerci, Ali Öner, Mahmut Kaya, Cevdet Işık ve Ahmet Keleş olmak üzere konunun farklı yönlerini ele alan özgün makaleleriyle birçok uzman ismi konuk ediyoruz.
Söyleşi bölümünde, Türkiye’deki göçmenlerle ilgili toplumun nabzını tutan, “Suriyeliler Barometresi” başta olmak üzere ulusal ve uluslararası ölçekte birçok çalışması ile kamuoyunun yakından tanıdığı Prof. Dr. M. Murat Erdoğan’ı ağırlıyoruz.
Kültür-sanat bölümünde Mehmet Sarmış ve Muhammet Çelik’in yazılarına yer veriyoruz. Kitap kritiklerinde ise Talip Küçükcan’ın editörlüğünde yayımlanan “Türkiye’de Arap İmajı: Toplumsal Hafıza, Popüler Kültür, Kamuoyu” isimli çalışmayı Kerem Tarık Şahiner; Zahide Tuba Kor’un kaleme aldığı “Tuz ve Taş Üstünde: Suriye’de Rejim, Savaş ve Göç” adlı eseri ise Necmiye Durmuş sizler için değerlendirdi.
Dergimize yazı, görüş ve değerlendirmeleriyle katkıda bulunan tüm yazarlarımıza şükranlarımızı sunuyoruz. Bu sayıyla birlikte 2024 yılını tamamlamış oluyoruz. 2025 yılı ilk sayısının konusu “Erkeklik” şeklinde belirlenmiştir. Yazar, akademisyen ve mütefekkirleri dergimize katkı sağlamaya çağırırken, yedinci yılı tamamlamış olmaktan dolayı Yüce Rabbimize hamd ediyoruz.
Saygıdeğer Okur! Yetkin Düşünce, biteviye üretilen dezenformasyon ve popülizmle kirlenmeye teşne ülke ve dünya gündeminde, hür tefekkürün mütevazi bir muhiti olarak kalemin ve kelamın onurunu koruma mücadelesine sizlerden aldığı destekle devam ediyor. Yeni yayın yılında buluşabilme ümidiyle, muhabbetle…
Fatih YAMAN
Sayı Editörü